Aydın’ın İncirliova ilçesinde bulunan Kazım Günaydın’ın sahibi olduğu Günaydınlar incir işletmesi, iddiaya göre ihraç ettiği ürünlerde aflatoksin tespit edilmesi nedeniyle ürünleri imha edildi. Çok sayıda ürünü bu şekilde döndüğü iddia edilen işletmenin, bir süre sonra iflas ettiği öğrenildi.

İşletme sahipleri, Cuma akşamı eşyalarını toplayıp işletmeden ayrıldı. İşletme sahibinden bir daha haber alınamadı. İşletmenin iflas ettiğini duyan alacaklılar tesisin kapısına dayandı. İncir işletmesinde bulunan güvenlik görevlisi, durumu jandarmaya bildirdi. Olay yerine çok sayıda jandarma ekibi sevk edildi. Dün geceden jandarma ekipleri işletmede yağma olmaması için güvenlik önlemi aldı. Sabah ise üç aydır maaşlarını alamayan işçiler incir işletmesinin önünde toplandı. İşçiler, işletme önünde herhangi bir muhatap bulamadı. İşletme sahibine Cuma gününden beri kimsenin ulaşamadığı yetkililerin telefonlarının kapalı olduğu öğrenildi. Mağdur işçiler, işletme sahibi hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

İşletmede güvenlik görevlisi olarak çalışan Nihat Yolcu, yaşananları şöyle anlattı:

“Ben akşam 20.00 gibi nöbetimi alırken burada 6 tane araç vardı. Şirketin araçları ve iki tane yabancı araç vardı. Ben kulübede oturdum. Kameralar falan çalışmıyordu. Arka tarafta bir tır vardı. Mal sarıyorlardı. Ben oraya gittim. Çalışanların hepsi yabancıydı. Hiç birini tanımadım. Siz kimsiniz bu malı sarıyorsunuz diye sordum. İçlerinden biri, ‘Kazım Günaydın kendisi burada içerdedir. Sen git nöbet yerine bak. Sen buraya bakma’ dedi. Ben de çıktım geldim. Kızım Günaydın hepsi yukarda karanlık odada oturuyorlar. Lambalar kapalıydı, karanlıkta konuşuyorlardı. Saat 02.00 gibi Kazım Günaydın, iki oğlu, kızı fabrikadan çıktılar. Daha sonra saat 04.00 gibi Kazım Günaydın beni aradı. Bana ‘Kameralar kapalı, telefondan izleyemiyorum. Kameraların fişlerini çektim. Takmayı unuttum. Küçük odaya git. Fişi tak. Kameradan izleyeyim’ dedi. Gidip fişi taktım baktım kameralar çalışıyor. Sadece benim oturduğum kulübenin kamerası çalışmıyordu. Onun da fişi farklı bir yerdeymiş. İşletmeden ayrılırlarken bana hiçbir şey söylemedi. Sadece kızı bana ‘Nihat abi kendine iyi bak. Hayırlı geceler’ dedi. Kazım Günaydın, iki oğlu bana iyi geceler demeden çıkıp gittiler. Saat 04.00’ten sonra telefonlar komple kapandı. Hiçbir yerden kendilerine ve sorumlulara ulaşılmıyor. Herkes telefonunu kapatmış.” dedi.

“Tedbir alınmadığında Aydın havası cilt yaşlanmasını arttırıyor” “Tedbir alınmadığında Aydın havası cilt yaşlanmasını arttırıyor”

Eşi ve kendisinin bir buçuk aydır maaş alamadığını iddia eden işçilerden Yasemin Erdoğan, “Aramızda üç ay, iki buçuk ay ve bir buçuk ay maaş alamayanlar var. Ben bir buçuk aydır maaşımı alamıyorum. Eşim iki buçuk aydır alamıyor. 15 seneden beri burada çalışıyorum. 400 bin liraya yakın alacağım tazminat var. Ben hakkımı istiyorum” dedi.

Perşembe günü akşam işyeri ile irtibatlarının kesildiğini kaydeden Erdoğan, “İşten çıkmamıza beş dakika kala yarın iş yok diye kestirip attılar. Müdür de Kazım Bey çağırana kadar iş yok diye mesaj attı. Mesajla bu işi halletmeye çalıştılar. Biz işler düzelecek diye sustuk. Biz fakiriz. Bu işe ihtiyacımız vardı onun için çalıştık. Ama şimdi maaşımızı alamadığımız için borçlarımızı da ödeyemiyoruz” diyerek tepki gösterdi.

12 yıldır incir işletmesinde çalıştığını belirten Gürdane Yapucu, “Hep düzelir düzelir diye bir ümitle çalıştık. Başta müdürümüz, ustalarımız hepsi bizi kandırmış. Her şeyi biliyorlardı. Bunun böyle olacağını. Hiç biri arkamızda durmadı. 3 ay maaş alamayan arkadaşlarımız var. Hepimiz mağduruz. Bizi sırtımızdan vurdular. Dürüstçe gidebilirlerdi. Habersiz son güne kadar çalıştırıp iki mesaj atmakla olmaz bu işler. 12 yıllık çalışanım. Tazminatımı da istiyorum. 3 aylık maaşımızı da istiyoruz. Suç duyurusunda da bulunacağız. Hakkımız neyse arayacağız” dedi.

İşçilerden Filiz Çiçeksöğüt ise, “Buradaki arkadaşlarımızın çoğuna zorla iş çıkışı yaptılar. Bütün arkadaşlarımız mağdur. Fatma ustamız zorla arkadaşlarımıza imza attırdı ve çıkışlarını verdiler. Bu kadar insafsızlık olamaz. Biz bu gece yatamadık ama onlar o vicdanla nasıl yattılar. Çoluk çocuğuna o yemeği nasıl yedirdiler. Gerçekten onun muhasebesini çok iyi düşünmeleri lazım” diye konuştu.

Kaynak: iha